Otel Havuzlarının Turizme Katkısı | Serapool E-Dergi
“Serapool ile Havuzlarda Sonsuz Sayıda Dokuyla Birbirinden Çok Farklı Su Tasarımları Yapmak Mümkün.” İstanbul Teknik Üniversitesi’nde akademik çalışmalarına devam eden DS Mimarlık Kurucu Ortağı, Yüksek Mimar ve Peyzaj Mimarı Doç. Dr. Deniz Aslan, 35 yılı aşkın süredir mimarlık, peyzaj mimarlığı, kentsel tasarım ve restorasyon alanında hizmet veriyor. Turizm sektörü başta olmak üzere çok sayıda farklı proje karakterlerinin içinde yer alan Aslan, havuzların peyzaj mimarlığında çok özel bir yere sahip olduğuna vurgu yaparak Anda Barut Collection, Bayou Villas by Lara Barut Collection projelerinde neden Serapool ürünlerini tercih ettiğini anlattı. Serapool ile tanışma hikayeniz nasıl oldu? Mesleğe ilk başladığımız yıllarda da Serapool’un ürünlerini kullanıyorduk. Ancak o zamanlar detayları da çözebildiğimiz daha standart ürünler vardı. Klasik kobalt kenarlar, taşma kanalı, gizli savaklar, kaymaz karo gibi ezberlediğimiz bir detay vardı. Son 15 yıl içerisinde de havuzlarda ağırlıklı olarak kuvarsit kullanmaya başladık. Fakat Antalya Lara’daki Bayou Villas projemiz ile birlikte Serapool ile tekrar güzel bir iş birliği yaptık. Bayou Villas projesi, ürün geliştirme anlamında da çok iyi oldu. Orada epey ciddi bir porselen üzerinden geçerek tek tek doku saptadık ve bu dokular o proje için istediğimiz boyutlarda üretildi. Biraz maliyetli bir projeydi çünkü genel olarak detayları çok fazlaydı ancak bu değişkenliğin, her dönüşteki ışığın değişmesi porselenin ona verdiği refleks, suyun tonlamaları doğrusu çok iyi oldu. Bayou Villas projesinden biraz bahseder misiniz? Orada Serapool ürünleri ile nasıl bir doku yakaladınız? Su aslında ilginç bir oluşum. Bir hayatiyeti var, hayat veriyor, “su gibi” dediğimiz zaman hepimizin aklından bir şey geçiyor. Yani hayalleri de içeriyor. Mekanları müthiş değiştiriyor, genişletiyor, daraltıyor veya derinlikler kazandırıyor veya ışık kazandırıyor, yansımalarla ortamı başkalaştırıyor. Yani suyla düşünmek çok ilginç. Bayou Villas by Lara Barut Collection projesinde de aslında biz bir mikrokozmos üretmeye çalıştık. Yani orada hiç olmayan bir hayal ürünü idi ve insanların böyle çıkar çıkmaz kendilerini yepyeni bir dünyada bulduğu, dıştan tamamen kopabildiği bir hayatiyeti suyla verdik ve bunu destekleyen bitkilerle birlikte de su içindeki yansımalarla aslında her zaman oradaymışçasına, doğadan var olmuşçasına bir tasarımı yakaladık. Bunun için özellikle dokulara müthiş zaman ayırdık. Serapool ile birlikte yaptığımız çalışmalarda yaklaşık 120 dokuyu kendi içinde eledik. Bazılarını yapılamaz bulduk. Bazılarını çeşitlendirilebilir bulduk, bazılarında boyut sorunlarımız çıktı, küçülttük, bazılarında çok küçük oldu, büyüttük. Dolayısıyla aslında birbirini takip eden bir algı sistemi, bir informel havuzlar sistemi yakaladık. Aslında bir tür gölet gibi algılanan ama aslında bir havuz sistemidir. Dolayısıyla biz bunu bu dokuları çoğaltarak yaptık ve bu benim için müthiş bir deneyim oldu. Geçmiş yıllarda, agregayı çoğaltarak yapmış olduğumuz değişkenlikleri aslında endüstriyel bir ürünle yapma fırsatı bulduk ve tartışmasız performansı garanti olan, suyla olan ilişkisi bilinen bir porselen ürün kullanmış olduk. Bizden sonra havuz bakımı nasıl olacak onu bilmiyoruz. Hangi kimyasallar kullanılacak? Bazı yerlerde o kadar yanlış kullanımlar oldu ki yaptığımız malzemeler kullanılan kimyasallarla bozuldu. Dolayısıyla bu anlamda porselen ürün kullandığımız için içimiz çok rahat. Doç. Dr. Deniz Aslan Yüksek Mimar / Peyzaj Mimarı - DS Mimarlık Tasarım Ortağı “Serapool ile birlikte yaptığımız çalışmalarda yaklaşık 120 dokuyu kendi içinde eledik.” 56
powered by ikedijital.com
RkJQdWJsaXNoZXIy MTczMDA=