Otel Havuzlarının Turizme Katkısı | Serapool E-Dergi

60 Dolayısıyla Verde Guatemala’nın bu anlamda kendi iç dokuları da bize bu fırsatı verdi. Bir sürü malzemeyi kestik, değiştirdik, boyutladık bazen tek parça kullandık. Mix şeyler yaptık, bir karma ürettik, farklı bantlardaki malzemeleri kullandık. Yine o monoton halden kurtulduk ve değişkenliği yakaladık. Ama bu defa daha büyük boyutlarda eleman kullanarak yaptık, iç içe geçen havuzlarda bunu değiştirdik. Bazen küçük parça kullandık, bazen ince parça kullandık onları yaparken de fire vermemeye gayret ettik. Mimar olarak onları da düşünmek lazım, Serapool ile birlikte neredeyse hiç fire vermeden sadece dönüşler için özel üretimler yaptık. Küçük parçaları döner hale getirdik bazen daha kolay çözümler de bulduk ama çok temiz bitişler elde ettik doğrusu. Projede bitişler çok iyi oldu. Bir zamanlar mozaik de çok çalıştık, farklı agregalarla da havuz yaptık fakat bunların hepsi insanın yaptığı hatalara bağlı. Öğle paydosuyla öğleden sonra dönüldüğünde yapılan iş arasındaki farkın gözükmesi, malzemenin çatlaması da dahil olmak üzere bize büyük havuzlarda çok sorunlar yarattı. En azından görsel olarak yarattı. İstediğimiz sonuçları tam yakalayamaz olmuştuk. Dolayısıyla bu manada havuz porselenleri ve bunun uzman markalarından biri olan Serapool’un çözüm üretme yeteneği projelerimize katkı sağlamış oldu. “Eski dönemlerde de detaylar konusunda Serapool’dan çok destek aldık. Serapool‘un bir anlamda su mühendisliğine verdiği katkı çok önemlidir.” Türkiye'deki havuz tasarımlarını nasıl buluyorsunuz? Bir tasarımcı olarak, bu konuda arzu ettiğiniz noktada mıyız? Havuz aslında güzel bir oyun alanı. İlginç negatif, pozitif ilişkileri kurabildiğiniz, derinliklerle beraber, zemin, zemin altı ve gökyüzünün bir araya geldiği veya insan gözünün buluştuğu her şeyin sürekliliğini paylaştığı veya bir yansımayı derinleştiren iyi bir fırsat. Mesela Bayou Villas by Lara Barut Collection projesinde, daracık alanda, o havuzların ürettiği refleksiyonla peyzaj iki katına çıktı diyebilirim, o da müthiş bir etki. Havuzlar, aynı zamanda mikroklima açısından da çok önemli ve değerli. Yani bu alev gibi memleketlerde serinlemeyi de sağlayan faktörler. Ben doğanın yansımalarını da seviyorum. Mesela ay ışığı ve havuz ilişkisi… Yani o da çok acayip bir şeye dönüşüyor. Yapay bir ortamda yeniden bir doğa parçası canlanıyor. Dolayısıyla havuzun ürettiği durumlar, duygular, sığlıktan derinliğe değişen veya ufki olarak değişen bütün bu geçişlerle beraber çok etkili bir konu. Ancak tek bir sorun var, hala betoncu bir toplumuz. Beton kalınlıklarından kurtulabilsek daha farklı havuzları konuşabiliriz. Bizim aslında havuzlarda sıfır bitebilmek gibi hayallerimiz var. İncecik bir elemanla bitirebilmek gibi ezberlediğimiz bir sürü şey var ancak onlardan doğrusu kurtulmak istiyoruz. Sektörün kendini güvende hissettiği detaylar var onları gördüğü zaman rahat ediyorlar, imalatçılar, işletmeciler vesaire biraz bu konudan çıkmak istiyoruz. Artık doğadan da yukarıya çıkmış, iyice özgürleşmiş havuzlar en büyük hayalim. Bir başka hayalim, denizin içinde bir havuz yapmak ama denizle beraber… Böyle dalgalarla ve o dalgaların patlayışı içinde insanlar yüzecek gibi şeyler. Şimdi yaptığımız havuzlara özgür demiyorum, onlar daha sıkışmış havuzlar. Özgür ve sınırsız havuzlar yapmak istiyorum. Düşüncesi bile müthiş… Hayalinizdeki havuzları yapmak için hem işletmeciler hem de üreticiler hazır mı sizce? Su mutlak yatay bir düzlem. Dolayısıyla biz de onu yatayda sınırlamaya çalışıyoruz biraz da bu düzlemleri değiştirmek, dönüştürmek, yani bir başka hareketi de tartışmak mümkün olabilir. Yani suyun sızdığı başka yüzeyler elde etmek… Tabi suyu aynı dengede tutabilmek kolay bir mühendislik değil. O sınırsızlığı sadece yatayda değil diğer geometrilerde de yakalamak, belki doğayla beraber hareket eden bir havuzu konuşmak isterdim. Bu vizyon konusunda, özellikle tasarımcı ve üretici bir başka bağ kurup mevcut ürünleri daha ileriye götürebilecek neler olabilir diye konuşabilirler, iş birliği yapabilirler. Doku içindeki kendi dokularını konuşmak gibi yeni konularımız olabilir. Bir de birlikte ışık, güneş deneyleri yapmak, doğadaki yansımayla ortaya çıkacak renk arasındaki ilişkiyi incelemek gerekir. Kimse ürün renginin ne sonuç vereceğini bilmiyor. Üretimde norm eksikliği yok ama algıda norm eksikliği var. Bir parça daha bilerek çalışmak isterdik. Bence Serapool’un bu konuda çok iyi bir AR-GE’si vardır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTczMDA=